işe önce balkonu boyayıp kapı çerçevesinin etrafını akdeniz mavisine boyamakla başladım ;)yalnız bir hata yapmışım..daha doğrusu profesyonel makinem olmayışından kaynaklanıyor; geniş açılı fotolar çekemediğim için görüntülerde tam olarak yaptıklarım görünmüyor hep yarım yarım :( neyse efenim...mavi bandajdan sonra; aaa bir de baktım üstüne baykuşlar konuvermiş ;)
balkon demirleri de yine aynı akdeniz mavisine boyanmayı ihmal edilmediler tabii ki ;) ve deee ; brandamıza pek uyumlu oldu..
durmadım; yeni bişeyler istedim ancak şu sıralar buna pek uygun değilim..alışverişe yani :/ ben de eskileri gözden geçireyim dedim ve ard arda sıralanmış manasız bir semazen sarkacı kuru 1 parça dalın üzerine kahverengi yünü sabırla dolayarak(en acı veren ama sonuçta harikalar yaratan da buydu) dalın kupkuru görüntüsünden çıkıp hayat bulmasını sağladım :) gerisi zavallı semazenlerin üstüste geçirmiş oldukları bir ömrü bundan sonra yan yana ama en azından birbirlerinin yüzünü görerek geçirmelerine yardımcı olmak için birkaç makas ve iğne-iplik darbesiyle nihayi görüntüleriyle son buldu..bakalım mı ;)
annemin bu yaz gelişinde bana hediye ettiği masaörtüsünü sererken salondaki masamın üstünden bir güvercin ailesi gelip konmaz mı üzerine?? çok yakışacaklarını düşündüler herhalde ;) ve deee...şans getirirler belki bana ne dersiniz ??
baykuşlu mumluğum da kıskanmış mı ne arada kaynıycam beni görüntülemiycekler diye :/
yıllardır sakermeslerden gezilerden aldığım küçük-tefek dekoratif eşyalarımı gün yüzüne çıkarma zamanıydı artık..onlar da bir bir yerlerini buldular ;)
çok eski bir minyatür çerçevemi(yaş açısından) birkaç yıl önce daha da eskitmiş ama salonda sergiliyordum..o da yerini buldu hemen temaya uygun olarak :)
sırada her yaz balkon yemeklerinde sıkıntısını çektiğimiz ekmek ve içecek nereye konulacak sorunsalını çözmek için aldığım country askılığa yer bulmak vardı...üzerindeki yine minyatür sahil temalı tablo; uyum sağladı gibi geldi siz ne dersiniz ;)
daha önce bahsettim mi bilmiyorum ben eli yeşil bir hanım değilim malesef :( yani ne diktiğim,ne baktığım bitki yaşamıyor..ben de 2 yıldır çözümü yapay çiçeklerle balkonuma renk vermekte buldum..busene tek fark hepsinin içine birer korkuluk oturtmuş olmam :)
bir ucuna balkonumun baykuş ve matruşka ailelerini yerleştirdim :)
saat saplantısı olan annişkom'' burda saat yok saat lazım sana'' dedi ben de emir telakki ettim..tabii ki o da country tarzında oldu ;)
son olarak size uzun ama dar balkonumun her iki tarafından bir genel görünüm vereyim de kurtulun benden ;)
HEPİNİZİ ÇOK ÖPÜYORUM VE İYİ BAYRAMLAR DİLİYORUM :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder