27 Ağustos 2016

AHŞAP BOYAMA POŞET EVİ :)

HOOLA BEBİŞLERİMMM !!!

sıcak geçen her dakikanın ömrümde bana cehennemi yaşatıp yıl kadar uzun geldiği günlerden birinden hepinize merhaba :))

ehhh bende mod bu denli ''bezgin bekir'' hallerindeyken herhalde eş zamanlı yayınlar beklemiyosunuz değil mi??
 zira bu postumda size belki 2 ay önce bitirdiğim poşet evine yer vericem!!

bak bakkkkkk!!!
girizgaha bak nassı amaaaa ??
ehhh önce ilk katta güzel bir zımpara hemen ardından 1 kat zemin astarıyla başlayıverdim işe..


itiraf ediyim bu şablonu çok aradım..
 zira elimle yapmak hem işime gelmiyor hem de hata ihtimalini bile düşünmek istemediğim için beni korkutuyordu..
internetin gözünü seviyim ;)))


ön tüz ve hemen arkasından yan yüzler de bitti..

kapı-penceresiz ev mi olur hiç???


ve elbette boyasız kapı-çerçeve mi olur ??


bu aşama beni çok uğraştırdı yok yere..
o da düşünceizliğimden..
sen tut; pencereleri lakkk diye yapıştır zemin üstüne..
altını tahmin edersiniz alaca bulaca zemin dokusu..
olur mu hiç öyle şey diyip kanırta kanırta o pencereler 1001 ihtimamla sökülüp zemine siyah fon konup tekrar yapıştırıldı


ahhhh benim bu romantik ruhum!!!
pencerelerim ''tentelli'' olmalıydı elbette...


kapıyı da monte ettim güzelceeeee...


klasik bir kadınım ben...
klasik; dümdüz...
ve bunun gereği olarak pencerede saksılar....


dedim ya romantiğim diye; 
ille o pembe güller rol çalacak şaheserimden ;)


ve finalll


bu sepet ne alaka derseniz;
efenim kendisi benim 16 sene önce kendi elceğizlerimle yaptığım yemiş sepetim..
artık kendisini emekliye ayırıp bu güzele yer verdim üzülerek..


nasılımmmm ???


sevgiyle ve üretken kalın bebişlerimmmmm :)))



17 Ağustos 2016

RİPPLE KUCAK YASTIĞI

İŞTE GELDİM BURDAYIMMMM BEBİŞLERİM !!!

kendimi bildim bileli bir uyku arkadaşım vardı..
üstelik öyle şimdikiler gibi uydur kaydır 15 santimlik peluş oyuncaklar değil; 
bildiğin hatırı sayılır bir uyku arkadaşıydı..bana özel..
benimle bütün...
aaaahhhhh ahhhh !!!
acı bir de hikayesi vardır üstelik...
anlatçam tutmayın beni!!!

günlerden bir gün ben 12 yaşlarında filanım;
o yaşa kadar uykularımda bana eşlik eden yavru aslanım RÜKÜ'yü annem nerden icap etmişse komşumuzun oğluna verdi
allahımmmmm bu nasıl olur???
cevabı ise benim için büyük bir yıkımdı!!
sen artık büyüdün ne işin var kucağında aslanla yatacaksın???
nasıl yani donnnkkkkk!!!!
büyümek gözümde tüm değerini yitirirken hemen bir alternatif arayışına girdim..
 ve o zamanlar şimdiki gibi her köşe başında oyuncakçı olmadığından evdeki bir yastığı kendime EZELİ BİR RÜKÜ haline getirdim...
yaş geldi 42ye; ben hala ayıptır söylemesi onunla yatar onunla kalkarım...

yanisi bebişlerim;
MAZİ GÖNLÜMDE BİR YARADIR!!!
eee...
bu yaşa geldim 2 de çocuk ettim dünyaya boş durur muyum???
onlara da bu uyku arkadaşı fikrimi ne kadar empoze etmeye çalıştıysam istemediler; istemediler eşşek sıpaları...
taaa ki geçen seneye kadar...
bu arada biri 18 biri 15 yaşındalar belirteyim...
baktım ki benim biricik rükü'me yeşilleniyorlar; 
bu yaştan sonra namus cinayetinden mahpus damlarına düşmeyim diye giriştim herbirine birer rükü yapmaya...
işe önce  model arayışı ve bulduğum modeli alıştırma yaparak başladım


sonra renk seçimi ve haydi bismillah!!!


itiraf edeyim ben zincir işinden daha çok trabzan veya dolgulu işleri seviyorum...
zor kadınım; zor işlerin kadınıyım vesselam


eunşce'm de birebir benimleydi sağolsun bütün serüven boyunca


ve işte finalll!!!!!

nasıllllllll????


12 Ağustos 2016

BAKARSAN BAĞ ELBETTE :)

MARMARİSİN RÜZGARLI BİR GÜNÜNDE KEYİFLE MERHABALAR BEBİŞLERİMMM
evet rüzgarlı biir gün ve benim içim içime sığmıyor ..
aylardır ilk kez klimasız bir gün geçiriyorum...


 evet bu keyifle hızımı alamayıp bilgisayarımda birtakım düzenlemeler yaparken;
farkettim ki mayıs başlarında yaptığım balkon düzenlemesi ve bilimum kaktüs çeşitlerimin  tasniflerine yer vermemişim..
koca bir dosya halinde duruyor...
sıvadım kolları ve sizlere ilham olması açısından hiçbir fedakarlıktan kaçınmadım kıymetimi bilin


kışın korkunç yağmur ve rüzgarlarında balkonlar bahçeler toplanırken ister istemez en keyifli anlarımızı geçirdiğimiz mekanlar bu hale geliyor..


iç içe konmuş kovalar-çiçekler...


kıraç kalmış saksılar


neyse ki tüm zamanların ennn tahammülsüz balkon yaşayanı ben mero kardeşiniz bu işe el attım..
 ve korkmayın bundan sonrası tamamen iç açıcı fotolardan oluşuyor..
tabii benim açımdan bakılınca..


1 hafta kadar dinlendirdiğim toprakla işe başladım..küçük saksılardan büyüklerine geçecekler;
 yeni yuvalarına yerleştiler..


yıllardır sinir olduğum porselen çorbalık da bu sene ya bi şekilde hayat bulacak ya da çöpü boylayacaktı...
elbette ki 1.şık oldu kaderi hihii :))


yeniden hayat bulmasını istediklerim ise umut dolu dileklerle boşta kalan o minik saksılara dikildiler arkalarından can suyu verilerek..


ve işte bundan sonrası size kesintisiz fotolarla sonuç!!