RODOS HAKKINDA BİLMEK İSTEDİĞİNİZ HERŞEY :)

BEN GELDİM BEBİŞLERİMMMMM

benim için şahane sayılabilecek bir bayram tatilinden sonra yorgunluğumu atar atmaz soluğu sizlerle aldım yine...

rodos uzun zamandır görmek isteyip ancak gitmeye fırsat bulabildiğimiz bir ada...

bu postum fazla söze hacet etmeyecek görseller içermektedir ve çok uzun bir yayın olacaktır uyarmadı demeyin ;)

bu arada..hiç bilmediğimiz bu adada bize uzaktan kumandalı reherlik eden sevgili arkadaşım Dilara konti'ye teşekkürlerimi sunmayı bir borç bilirim efenim....kendisi keçe konusunda çok titiz çalışan bir  dahi...profiline ŞURADAN bakabilirsiniz ;)

RODOS' TA KÜLTÜR ÖGELERİ

bi kere şehrin her tarafı tertemiz ve çiçekler içinde bilhassa kaktüsler... BAYILIRIMMM !!!

yemeğe bir yere gittiniz...lokantanızın statüsü ne olursa olsun klasik servis metodları kullanılmıyor..örneğin çatal bıçak kaşık servisleriniz aynen bu fotoğraftaki gibi servis ediliyor..

ve evet size birşey söyleyim mi???

YOK BİRBİRİMİZDEN FARKIMIZ!!!

içilen nargileler; sokaklardaki kahvehanelerdeki kasketli amcalar...güler yüz...etnik kıyafetlerimiz...hatta mağazalardaki satış ürünleri...

 arkeoloji müzesinde yüzlerce foto çekip sadece birkaçını yayınlayabilmek çok sıkıcı...

  şu kadarını söyleyim; arkeoloji veya etnoğrafya müzeleri....gezmekten en çok keyif aldığım mekanlar :)

                                     

DÜKKANLARDAKİ HEDİYELİKLER

işte bu noktada biraz sıkıntı çektim diyebilirim...evet dükkanların konseptleri; güler yüz ve müşteriye asılmama durumu çok güzel ama ben alabileceğm değişik birşey bulamadım malesef...

magnetler; klasik teneke flamalar, kokulu taşlar dışında ilginç  gelebilecek hediyelikler bunlarla sınırlı ve uyarayım çok pahallı :(

 örneğin bu mitolojik bebkler 45 euro!!! resmen facia !!!

 en çok bu ouzo şişelerine bayıldımm...evet tek kelimeyle BAYILDIMMM !!! ancak bu el kadar incecik şişelere 25 euro veremeyecektim kimse kusura bakmasın !!!

adada klasik hediyelikler seramikler ve deri türevi aksesuarlar

dediğim gibi...alacak pek birşey bulamadım..

buna herşey ülkemizde var olduğu için sevinmeli miyim yoksa elim boş döndüğüm için üzülmeli miyim ?? bilemedim ;)

LİNDOS ADINDA BİR CENNET !!!

evet kelimenin tam anlamıyla bir cennet burası...yokuş yukarı inci gibi sıralanmış beyaz evler; 

cennet parçası bir koy...

fonda sürekli bir yalın dalga sesi ve köyün simgesi haline gelmiş eşeklerin sesi..

insanın 1 dakika bile tereddüt etmeden burda yaşamak istiyorum diyebileceği bir yer burası...

ŞEHİR İÇİ VE O MUHTEŞEM DENİZİ !!!

Rodos'ta şehrin içinden heryerden denize girilebiliyor en büyük özelliği bu...

 turkuazdan laciverde mavinin her tonu mevcur..çoğunluk kum bu mis gibi denizler :)

kale içinde bu gezici dondurma aracını görmek çok keyifliydi..hele renkleriii :))

işte lindos yolu üzerinde klasik bir ege evi :)

her zaman söylerim; nereye gitsem bulur beni baykuşlar :)

manzaranın güzelliğine bakar mısınız ?

bir yunan tavernasında gündüz saatleri...izlemek bile çok keyifliydi..ancak vaktimiz çok dar...az zamanda çok yer gezmeliydik..oturamadık içimde kaldı açıkçası...hele çalan müzikler tam benim jenerasyonumun parçalarıydı ah ki ne ahhhh !!!

kale'de klasik bir poz vermezsek olmazdı elbette ;)

bu şirin küçük kız akordeon çalarak harçlığını kazanma derdinde..çok sevimli değil mi ??

KELEBEKLER VADİSİ

açık söyliyim; vadinin başlangıcında hangi etaplardan geçeceğimizi neyle karşılaşacağımızı bilmiyorduk...

ve dakka 1 gol 1 bu örümcekle karşılaştık..kallavi ve korkutucu birşey...ve de tiksinççç !!!

vadiyi gezmek için 2 yolunuz var..ya arabanızı yukarda bırakıp 350 merdiven inip çekçekle yukarı çıkacaksınız; ya da arabanızı aşağıda bırakıp yukarı çekçekle çıkıp tekrar aşağı merdivenleri yayan inip arabanızla dönüş yapacaksınız...biz en akıllıcası olan 2. alternatifi seçtik zira diğerini seçseydik 350 merdiveni inmeyecek; çıkmak zorunda kalacaktık o sıcakta..

v

vadinin hemen girişindeki bu küçük ve güzel kilise de anılarımızda bu fotolarla yer etti :)

bu enteresan bitkiye elim gitti gitti geri döndü..bir türlü ne koklayabildim ne de koparabilkdim çok enteresan...

ama işte her işte bir hayır varmış hemen ertesi gün sosyal medyada tesadüfen öğrendim ki; bu güzeller güzeli çiçeğe dokunmak bile insanı şoka sokuyormuş..

adını sormayın ama....çünkü unuttum !!!

vadi girişinde ticari zekanın bir ürünü olarak adaya has bir lezzet olan susamlı tatlı satışı var...enerji depolamak isteyenler için...
bu arada hazırlıksız yakalanmamanız için size birkaç uyarım var...
1-adada 1 tek polis bile göremiyorsunuz..cidden...ne trafik ne asayiş...
2-trafikte kimse korna çalmıyor ... ACAİP !!!

3-kolunuzu çürütürcesine sizi çekiştirip kazıklamaya çalışan bir esnaf yok...
4-alışveriş veya yemekten sonra hesabı ödemeniz bi 15 dakikanızı alabiliyor zira muhabbeti çok seviyorlar :))
5-KAHVALTI!!!  evet malesef ki kahvaltı kültürleri hiç yok...nerde benim zeytinim peynirim balım tostum yeşilliğim dediğiniz anda carrtt diye 50 euroya donatıyorlar anca sofrayı..o da; doyum tokum değil bilginiz olsun...
6-adamlar cidden herşeye üşeniyorlar yaffff.....ekonominin bu hale gelmesine şaşırmadık desem yeridir..

bir gezi postunun daha sonuna geldik bebişlerim..bizler rodostan güzel ve keyifli anılarla ayrıldık...memnun döndük ve sizlerle paylaşmak istedik..
yeni gezi yazılarında buluşmak üzere sevgiyle kalın mucxxxxx